AccessTr.neT

Tam Versiyon: F Klavye
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
F klavyenin babası İhsan Yener 1946'dan itibaren Türk dilinin özelliklerine uygun, standart bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara yazılar yazar ve,
'Bilimsel bir klavye yapın, sizin yaptığınızı kabul edelim' cevabı alır.

Bunun üzerine yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kurulur.
Türkçe'de kullanılmakta olan tüm kelimelerin istatistiği TDK'nın kılavuzundan yararlanarak çıkarılır ve 29.934 kelime içinde hangi harften kaçar adet bulunduğunu tespit ettikten sonra, parmakların fiziksel güçleri ve hareket özelliklerini de esas alarak harfler yerleştirilir.
Yaklaşık 30.000 Türkçe sözün ölçü alındığı bir değerlendirmede a harfi 26.323, e harfi 16.308, k harfi 13.542, i harfi 13.384, m harfi 11.263, l harfi 10.496, t harfi 9.669, r harfi 8.698 kez geçmekteydi.
Bunlar Türkçe’de en çok kullanılan harflerdir. Bu oran göz önünde bulundurularak söz konusu harfler, F klavyede en uygun yerlere yerleştirilmişti.
Ellerin kullanım yüzdesi de hesaplanarak yapılan klavyede sol el yaklaşık yüzde 49, sağ el de yüzde 51 oranında kullanılacak şekilde harfler yerleştirilir.
Türkçe'nin fonetik özelliğine uygunluk açısından sesli harfler sol elde toplanır.
20 Ekim 1955'te standart Türkçe klavye olarak kabul edildi.
Türkiye'de o zaman 40 bin kadar yazı makinesi vardı.
Bu 40 bin yazı makinesi olduğu gibi bırakılır. Amaç Gazi’nin yaptığı gibi geleceği kurtarmaktır.
Gümrük kanunlarına 'bundan sonraki ithalat standart Türk klavyesine uygun olacak' diye bir madde konur.“
1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından da F klavye zorunlu standart olarak kabul edildi.

F KLAVYENİN BAŞARISI
1955'ten itibaren uluslararası daktilografi ve steno yarışmaları başladı.
Yarışmacılarımız bu şampiyonalarda 28 defa dünya birincisi oldular.
Bu birinciliklerin 14'ünde dünya rekoru kırıldı.
Hatta Fransızlar 'Türkler yarışma için özel olarak tertip edilmiş bir klavye kullanıyorlar' diye itiraz ettiler.
6 saat süren tartışmalardan sonra, Fransızlar'a siz de yapın o halde özel bir klavye' denilmiştir.
2003 Dünya Bilgisayar ve Stenografi Şampiyonası’na “F klavye” ile katılan Türk yarışmacıları takım halinde dünya 2’ncisi olmuşlardır.

PEKİ YA “Q TÜRKÇE” KLAVYE
Tüm dünyada bilgisayarın evlere girmeye başlamasıyla Türkiye’de büyük oranda bilgisayar ithal etmeye başladı.
Ancak ithal edilen Q klavyeler ya Türkiye’de F klavye düzenine göre tekrar birleştirildi, ya da fabrikadan F klavye standardına göre istendi.
Özellikle ikinci yöntem kullanıcıya yüklü bir maliyet demekti. Çünkü fabrikalar dünyadaki tüketime oranla az sayıdaki F klavye talebini özel üretim olarak fiyatlandırıyorlardı.
1990’lı yıllarda yaygınlaşan Dizüstü bilgisayarların klavyelerini F standardına dönüştürme maliyeti ise kullanıcıları caydıracak düzeyde fazlaydı.
İşte “Q Türkçe” denilen uyduruk klavye düzeninin ortaya çıkmasına İthalatçı firmaların F klavyeye olan duyarsızlığına kullanıcıların bilinçsizliğinin eklenmesi neden oldu.
Böylece hem fabrikalar farklı üretim yapmaktan kurtulmuş hem de Türk kullanıcıları avlanmış oldular.

F’mi, Q’mu KARŞILAŞTIRMA
Türkçe’de en çok kullanılan harfler olan a, e, k, i, m, l, t ve r harfleri F klavyede en uygun yerlere yerleştirilmişti.
Q klavyede ise en çok kullanılan harfler tabir caizse klavyenin en ücra köşelerine dağıtılmış durumdadır.
Buna karşılık, örneğin Türkçe’de 30.000 sözde sadece 125 defa geçen ve en az kullanılan harf olan j harfi, Q klavyede en uygun yere konulmuştur.
F klavyede bu harfin yerinde Türkçe’de en fazla kullanılan ünsüz olan k harfi bulunmaktadır
Türkçe’de genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır.
Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir.
F klavyeyi 10 parmak yazan bir Türk'le, Q klavyeyi 10 parmak yazan Amerikalılara aynı İngilizce metin veriliyor.
Amerikalılar dakikada 32–35 kelime; Türk 72 kelime yazıyor!
HP Türkiye Genel Müdürü Şahin Tulga, SAP Teknoloji Günleri 2003'te Amerika'da aldığı eğitim sürecinden bahsederek düşünme eyleminin daima anadilde yapıldığını, bunun yaratıcılık ve özgüveni tetikleyeceğini, Türkçe için özel olarak geliştirilmiş F klavyenin de bu ana çıkış noktası nedeniyle özellikle kullanılması gerektiğini savunmuştur.


SONUÇ
Verimlilik açısından bir İngiliz için Q klavye ne kadar kötüyse bir Türk için Q Türkçe klavye ondan daha da beterdir.
Ve zamanında tüm dünyada gıpta ile bakılan F klavye, uluslararası başarısına rağmen, halkımızın bilinçlendirilmemesi nedeniyle bugün gençler arasında çağdışı bir klavye standardı olarak biliniyor.
Türk dilinin özelliklerine göre on parmakla-bakmadan klâvye kullanma yöntemi için çok verimli bir Standart Türk Klâvyesi 1955 yılından beri resmen varolduğu halde,
İngilizce dahil hiçbir dil için uygun olmayan ve 130 yıl önce on parmak yönteminin bilinmediği bir dönemde belirlenen ve Türkçe'deki binlerce sözcüğün yazılmasını zorlaştıran Q klâvyeyi modern bir klavye standardı zanneden,
Ve bu uyduruk klavyeye eklenen, Türkçe'ye has 7 harfin, en kullanışsız yerlere bilinçsizce yerleştirilmesiyle oluşturulmuş klâvyeyi de Q Türkçe standardı olarak kabullenen kullanıcıların bu hususta bilinçsiz oluşları,
Türkçe yazım konusunda verimliliği en az 10/1 oranında düşürmektedir.

ÇÖZÜM VAR MI?
Şu anda tüm dünyada milyonlarca bilgisayar kullanıcısı Q klavye kullanıyor.
İngilizce konuşan ülkelerde dahi verimliliği büyük oranda düşürdüğü kesin olarak kanıtlanmış olan ve bilim çevrelerinde eleştirilen Q klavye standardını değiştirmek maalesef imkansız görünüyor.
Bu kadar yaygınlık kazanmış bir Dünya standardını değiştirmek hiçbir firmanın ve uluslararası kuruluşun göze alamayacağı bir maliyete ve piyasa pazar payı riskine denk düşüyor.
Üstelik artık klavye kullanımı yakın zamanda tarihe karışacak gibi görünüyor.

GELECEK
Artık 21.Yüzyılın İletişim sistemi ses tanıma ve el yazısı tanıma teknolojisi üzerine geliştiriliyor.
Microsoft’un önümüzdeki yıllarda piyasaya çıkacak işletim sistemlerinde bu teknolojileri etkin şekilde kullanmaya başlayacağı biliniyor.
Yani klavye savaşları artık her geçen gün anlamını yitiriyor.
Klavye öyle hemen ortadan kalkmayacak, belki dinazor olarak tabir edilen 1,44MB disket sürücüler gibi uzun yıllar masaüstümüzde yerini koruyacak.
Ama artık F klavye konusundaki başarısızlıktan ders alarak yeni teknolojiler için yatırım yapmak gerekiyor.


NE YAPMALIYIZ
Bu teknolojiler henüz yaygın kullanıma sahip olmasada teknoloji şirketlerinin uzun zamandır en çok ARGE yatırımı yaptıkları konular olduğu biliniyor.
Ve artık önümüzdeki 5 yıl içerisinde bilgisayarlarımızı sesli komutlarla idare edebileceğiz ve mektuplarımızı dijital kağıtlara el yazısı ile yazmaya başlayacağız.
Dünyanın dijital bir küreye dönüşmeye başladığı 21.yüzyılda en başta TDK olmak üzere Türkiye’deki üniversiteler ve TÜBİTAK gibi kuruluşlar hiç vakit kaybetmeden başta ses tanıma ve el yazısı tanıma gibi teknolojilere Türkçe’nin de entegre edilmesi için yatırım ve çalışmalara başlamalı Türkçe’yi yurt dışındaki geliştirme labaratuvarlarının eline bırakmamalıdır.
Microsoft Türkiye gibi önemli uluslararası bağlantıları olan kuruluşlar ve ithalatçı firmalar yeni teknoloji yazılım ve donanımlarda Türkçe’nin nasıl destekleneceği ile ilgili ortak bir çalışma grubu oluşturarak öneriden ziyade geliştirme aşamasında aktif rol oynayarak teknoloji ve insan gücü desteği sunmalıdır.
Bizler de;
Artık çok geç olsa da F klavyeye çağdışı bir nesneymiş gibi bakmaktan kurtulup, gurur duyulacak bir başarı olduğunu bilmekle işe başlayabiliriz.
Ve;
Bir 10 yıl sonra evimize aldığımız bilgisayarla İletişim kurmak için İngilizce kullanmaya mecbur kalmamak için,
Şimdiki çocuklarımızın Türkçe’nin yok sayıldığı bir teknoloji ile yetişmesine göz yummamak için,
Kısaca bilgisayar dediğimiz akıllı veri işleme sistemlerinin artık otomobilden beyaz eşyaya her alanda yoğun olarak kullanılacağı yakın gelecekte,
Yeni tanışacağımız teknolojilerde ve kullandığımız tüm programlarda Türkçe desteği konusunda ısrarlı ve yön verici tavır takınmalıyız.





Q KLAVYENİN ORTAYA ÇIKIŞI
Q Klavye pek çok kimsenin sandığı gibi modern klavye standardı değil tüm dünyadaki bilim çevrelerinin kabul ettiği gibi tam bir mühendislik rezaletidir.
Ve şöyle ortaya çıkmıştır;
Yazı makinesinin mucidi olan Christopher Latham Sholes, 1867'de icat ettiği yazı makinesinin mekanik harf kollarından herhangi ikisi aynı anda kağıda doğru havalandığında sıkışmaya neden olduklarını farkeder.

Sholes bu problemin çözümü için, kullanıcının yazım hızını yavaşlatmak üzere harflerin yerlerini alabildiğine karıştırarak en çok kullanılan harfleri elin en zor ulaşabileceği yerlere yerleştirmeyi uygun görür ve Q klavye adını verdiğimiz harf dizilimi ortaya çıkar.

Bir söylentiye göre de;
İlk üretilen yazı makinesinin adı "Sholes & Glidden Type Writer" olarak geçer. Buradaki "Type Writer" kelimelerini oluşturan harflerin tamamı Q klavyenin en üst sırasında yer almaktadır.
Böylece satıcılar, bir kağıda kolayca "Type Writer" yazarak ürünlerinin yeteneğini karşılarındakine gösterme şansı bulmaktadırlar.


ALTERNATİF ARAYIŞLAR
Washington State Üniversitesinden Prof. Dr. August Dvorak, 1932 yılında İngilizce'de çok kullanılan harflerin klavyenin en kolay ulaşılabilir yeri olan orta sırasına toplandığı bir klavye dizilimi önerir.
Dvorak'ın araştırmalarına göre, sekreterlerin parmakları gündelik yazı işleri sırasında Q klavyede 16 mil yol alırken Dvorak klavyesinde sadece 1 mil yol almaktadır.

Ancak daktilo ustalarının Q klavyeye olan mevcut alışkanlıkları ve piyasanın Q klavye tarafından çoktan istila edilmiş olması nedeniyle ve 40 milyon daktilonun değiştirilme maliyeti ortaya çıkınca Dvorak'ın klavyesi yayılamaz ve kaybolup gider.

SONUÇ
Yani Q klavye 1873'te mühendisliğe aykırılık abidesi olarak tasarımlanmıştı.
Daktiloların hızlı yazma nedeniyle sık sık bozulmasına çare olarak geliştirilmişti.
Daktilo kullananları olabildiğince ağır yazmaya zorlamak için olmadık hilelere başvurulmuş, en çok kullanılan harfler klavyenin her sırasına dağıtılmış, (sağ elini kullanan insanları zayıf ellerini kullanmak zorunda bırakacak şekilde) harfler solda toplanmıştı.

Kaynak : İnternet
Hocam bu faydalı makale için teşekürler.
Teşekküler. Ben de f klavyeden q klavyeye zorunlu olarak geçen bir kişi olarak bu yazıda anlatılanlarıu çok iyi anlıyorum. Fakat bu yazıda ele alınmayan A daktilo dizilimi de yabana atılmamalı. Remington daktiloların dünyada tek gibi olduğu dönemde A daktilo kullanılırdı. Bizim neslimiz F klavye öğrenmişti ama mesela benim rahmetli babam A daktilo ile devlet işinde Başkatiplik yapardı. Halamın Almanya'dan abisine getirdiği daktilo F çıkınca babam onu kullanamayıp bana vermiş, yazı işlerine babama yardım etmek zorunda kalmıştımImg-grin) Fakat babamın artık eskimiş ve kullanılamaz hale gelmiş Remington daktilosu hala gözümün önündedir. Sanırım bu klavye düzeni Fransız Klavyesi olarak adlandırılıyor. Konuyla ilgili eksi sözlükte şunlar var:

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=a+klavye
Neden F Klavye?
Gelecek yıllarda okuma yazma bilen her insanın zorunlu ihtiyacı haline geleceği kesin olan ve daktiloların da yerini almakta olan bilgisayarlar, ülkemizde genellikle ilkel yöntemlerle kullanılmaktadır.

On parmakla, klavyeye bakmadan yazma yönteminin bilgisayar kullanımında yaygınlaşmaması nedeniyle özellikle yazı işlerindeki ve işlemlerindeki zaman ve emek israfı büyük oranlarda bulunmaktadır. 8-10 sayfalık bir raporun 1-2 parmakla bilinçsiz olarak yazılması ile on parmakla klavyeye bakmadan yazılması arasında 4-5 katı bulan verim farkı genellikle göz ardı edilmekte ve düşünülmemekte, hattâ bilinmemektedir. Ülkemizde bilgisayarların bilinçsiz kullanılmasının ve On parmakla kullanım yönteminin yaygınlaşmamasının baş etkeni, bilgisayarlarda Türk dilinin özelliklerine ve Türk Standardına uymayan klavyelerin sorumsuzca yayılması, bunun da nedeni, bilinçsiz ve kuralsız ithalât rejimimizdir. Gümrük kanunları; mekanik, elektrikli ve elektronik daktilo klavyelerinin Standart Türk Kodu’na uymasını zorunlu kıldığı halde, bilgisayar klavyeleri bu hükümden muafmış gibi (yorum hatalarıyla) mevzuat ihlâl edilmektedir.

Türk dilinin özelliklerine göre on parmakla yazma yöntemi için çok verimli bir Standart Türk Klavyesi resmen var olduğu halde, İngiliz dili için 130 yıl önce belirlenmiş klavyeyi Dünya standardı zanneden kullanıcıların da bu hususta çok bilinçsiz oluşları, bilgisayar kullanımındaki verimsizliğin en büyük etkeni olmaktadır.

Klavyelerin oluşturulmasında bir Dünya standardı yoktur ve değişik dilleri konuşan toplumların ses, hece ve harf ayrıcalıkları var oldukça dünyanın tek bir standardı olamaz da. Örneğin Türkçe'deki ”ı” harfi, başta İngilizce olmak üzere birçok dillerin alfabesinde yoktur. Aynı şekilde ”ğ, ç, ş, ö, ü” harfleri de birçok dillerde yoktur. Ses olarak var olan dillerde de değişik harflerle, bazen birkaç değişik harfin birbirini izlemesiyle belirtilmektedir. Cyrilic alfabe, Arap alfabesi, Çin ve Japon harf karakterleri ise bambaşka şekillerdedir. Bunları Dünya standardı olarak birleştirmek bugün için hiç düşünülmediği gibi, değişik dillerdeki seslerinin ve harflerinin çoğunun aynı oluğu Lâtin alfabesini müştereken kullanan İngiliz, Fransız ve Alman klavyelerinde de ”é, è, ê, ç, ö, ü, ß” gibi ayrıcalıklar için bu ülkelerde kendi dillerinin özelliklerine göre düzenlenmiş farklı klavyeler bulunmaktadır. Özet olarak klavyelerde tek bir Dünya standardı olması gerekmemektedir..

Peki nedir bu F Klavye?
Ülkemizde 1950’li yıllarda, klavyeyi Türk dili özelliklerine uygun olarak standartlaştırma girişimi, resmî makamlarca da olumlu ve yapıcı bir ruhla (1928’de Atatürk’ün yaptığı harf devriminin bilimsel yönü örnek alınarak) geliştirilmiş ve Türk dili için, üzerinde çalışanların Dünya Şampiyonu bile olabilecekleri (oldukları), rekorlar kırabilecekleri (kırdıkları) Standart Türk Klavyesi, 20 Ekim 1955 tarihinde önce “Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi” tarafından, sonra “Devlet Malzeme Ofisi” tarafından, daha sonra da “Türk Standardları Enstitüsü” tarafından resmen kabul edilmiş: sadece mekanik, elektrikli ve elektronik daktilolar için değil, bilgisayarlar için de “TS 2117 – UDK 681.6.065” kodu ve “İki Elle Kullanılan Alfa nümerik Klavyelerin Temel Düzeni” başlığı ile tescil edilmiş; bu arada Gümrükler Kanununa da standarda uymayan klavyelerin ithalini yasaklayan madde eklenmiş bulunmaktadır. Fakat bu hükümlerin bilgisayar klavyeleri için de uygulanması genellikle ihmal edilmektedir.

Dünyanın en çok konuşulan dili İngilizce olduğu için bilgisayar satışlarında da başta gelen İngiliz klavyesi, Amerikan ve İngiliz firmalarının bile gerek donanım, gerekse yazılım bakımından ürettikleri tek klavye değildir. Üretici firmalar, dil ayrıcalıklarını da göz önüne alarak istenen her türde klavye ile donanım ve yazılımlar üretip satmaktadırlar; yeter ki ithalâtçı ve kullanıcı, klavye konusunda bilinçli olsun ve kendi dilinin klavyesini istesin. (Satıcı firmaların ürettikleri çeşitli klavyeler arasında Standart Türk Klavyesi, Microsoft firmasının DOS yazılımlarının klavye dizini içinde “F440” standardı ile, Windows işletim sistemlerinde ise sadece “Shift Alt” tuşlarına aynı anda basmakla kullanıma hazır bulunmakta; Apple firması’nın ise, “MAC İşletim Sistemi” içinde hem yazılım hem de donanım olarak tamamı Türk Standardları Enstitüsü Klavyesine uyumlu ve kullanıma hazır bulunmaktadır.)

Tarihçe
F klavye düzeni 1943 yılından başlayarak yapılan çalışmaların sonucunda ve 20 Ekim 1955 tarihinde Türkçe yazmada çok daha kolaylık sağlamak için oluşturdu.
Hürriyet gazetisinden Hüseyin Gönüllü'nün F klavyenin babası İhsan Yener'le yaptığı söyleşiyi aynen aktarıyorum.

H.G.: -F klavye nasıl ortaya çıktı?
İ.Y.: -"1946'dan itibaren Türk dilinin özelliklerine uygun, standart bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara yazılar yazdım… 'Bilimsel bir klavye yapın, sizin yaptığınızı kabul edelim' dediler. Yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kuruldu. Türkçe'de kullanılmakta olan tüm kelimelerin istatistiğini TDK'nın kılavuzundan yararlanarak çıkardık. 29934 kelime içinde hangi harften kaçar adet bulunduğunu tespit ettikten sonra, parmakların fiziksel güçleri ve hareket özelliklerini de esas alarak harfleri yerleştirdik. Ellerin kullanım yüzdesini de hesaba katarak yaptığımız klavyede sol el yaklaşık yüzde 49, sağ el de yüzde 51 oranında kullanılacak şekilde harfler yerleştirilmiştir. türkçe'nin fonetik özelliğine uygunluk açısından sesli harfleri sol elde topladık… Gümrük kanunlarına 'bundan sonraki ithalat standart Türk klavyesine uygun olacak' diye bir madde kondu."
H.G: —Direnen olmadı mı? Maliyeti nasıl karşıladık?
İ.Y.: Türkiye'de o zaman 40 bin kadar yazı makinesi vardı. Biz, 40 bin yazı makinesini bırakalım dedik. Biz, geleceği kurtaralım dedik, tıpkı Atatürk'ün yaptığı gibi.

F Klavyenin Üstünlükleri
Türkçeye en uygun klavye olan F klavye (pek çoğunun dediği gibi Ef klavye değil, harflerin Türkçe okunuş biçimine göre FE klavye) uzun çalışmalardan sonra daktilolarda en kolay, en hızlı ve hatasız yazmak amacıyla üretilmişti.

Türkçe’de çok sık kullanılan seslerin karşılığı olan harflerin “F klavye”de kolay ulaşılabilecek yerlere yerleştirildiğini, Türkçe’deki harflerin kullanılma oranları, ünlü-ünsüz ses ilişkileri, hece ve söz yapısı, parmakların kuvvet, yetenek ve işleklikleri göz önünde bulundurularak üretilen ‘F klavye’ bu özellikleri bakımından Türkçe’ye uyduruk ‘Q klavye’den çok uygundur.

Türkçe sözlerde çok sık kullanılan seslerin karşılığı olan harfler bu klavyede en kolay ulaşılabilecek yerlere serpiştirilmişti. Yaklaşık 30.000 Türkçe sözün ölçü alındığı bir değerlendirmede a harfi 26.323, e harfi 16.308, k harfi 13–542, i harfi 13.384, m harfi 11.263, l harfi 10.496, t harfi 9–669, r harfi 8.698 kez geçmekteydi. (Bunlar Türkçede en çok kullanılan harflerdir). Bu oran göz önünde bulundurularak söz konusu harfler, F klavyede en uygun yerlere yerleştirilmişti.

Q klavyede ise en çok kullanılan harfler tabir caizse klavyenin en ücra köşelerine dağıtılmış durumdadır. Buna karşılık, Türkçede 30.000 sözde sadece 125 defa geçen ve en az kullanılan harf olan j harfi, Q klavyede en uygun yere konulmuştur. F klavyede bu harfin yerinde Türkçede en fazla kullanılan ünsüz olan k harfi bulunmaktadır.

F klavye nasıl yararlar sağladı? Sorusuna İhsan Yener' şöyle cevap vermiştir:
"1955'ten itibaren uluslararası daktilografi ve steno yarışmaları başlamıştı. Hemen biz de başvurduk ve 1956'da dâhil olduk. Öğrencilerim bu şampiyonalarda 28 defa dünya birincisi oldular. Bu birinciliklerin 14'ünde dünya rekoru kırıldı. Hatta fransızlar itiraz etmişlerdi ilkinde, 'Türkler yarışma için özel olarak tertip edilmiş bir klavye kullanıyorlar' diye. 6 saat süren tartışmalardan sonra, Fransızlar'a 'Siz de yapın o halde özel bir klavye' dediler."

2003 Dünya Bilgisayar ve Stenografi Şampiyonası’na “F klavye” ile katılan Türk yarışmacıları takım halinde dünya 2’ncisi olmuşlardır.

Türkçede genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük / tümce içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir.

Her iki elimizin en çok çalışan 6 parmağı ile yazmış olduğumuz tuşlara denk gelen harfleri yüzde 45 oranında kullanmak varken, neden bizim için daha zor ve yavaş yazmayı sağlayan İngilizlerin Q klavyesini kullanalım? "Q klayveye alıştım, F klavyede zorlanıyorum" diyorsanız, denemesi bir kaç dolara! (Klavye fiyatı) Yabancı bir klavyeye ne kadar sürede alışmışsanız, kendi konuşma dilimize göre dizilmiş olan klavyeye onun yarısı kadar sürede alışabilirsiniz.


Q KLAVYE

Q klavyenin tarihçesi
Dünyada Q klavye olarak bildiğimiz tuş dizilimi aslında daktilonun icat edildiği ilk günden beri değişmedi. Neden tuşların bu şekilde dizildiği konusunda da çeşitli rivayetler olmasına rağmen şimdilik en yaygın kabul gören hikâye şu: Yazı makinesinin mucidi olan Christopher Latham Sholes, 1867'de cihazın patentini alarak ilk çalışan örnekleri ortaya koyduğunda cihazın tasarımından kaynaklanan mekanik bir sorunla karşılaşır. İcat ettiği yazı makinesinin harfleri kâğıda basmak üzere kullandığı mekanik harf kolları, kapalı bir kutunun içinde yer almaktadır ve iki kol birden kâğıda doğru havalandığında içerde sıkışmaya neden olmaktadır. Sholes bu problemin çözümü için, kullanıcının yazım hızını yavaşlatmak üzere harflerin yerlerini alabildiğine karıştırarak en çok kullanılan harfleri elin en zor ulaşabileceği yerlere yerleştirmeyi uygun görür ve Q klavye adını verdiğimiz harf dizilimi ortaya çıkar.

Yani Q klavye 1873'te mühendisliğe aykırılık abidesi olarak tasarımlanmıştı. Daktiloların hızlı yazma nedeniyle sık sık bozulmasına çare olarak geliştirilmişti. Daktilo kullananları olabildiğince ağır yazmaya zorlamak için olmadık hilelere başvurulmuş, en çok kullanılan harfler klavyenin her sırasına dağıtılmış, (sağ elini kullanan insanları zayıf ellerini kullanmak zorunda bırakacak şekilde) harfler solda toplanmış.

Daha sonra bilgisayarlar çıkıp tuşların hızlı yazma nedeniyle bozulma sorunu ortadan kalktığında bile Q klavye yaygınlaştığından bu standart korunmuştur. (Cool
Türkçede genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük / tümce içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, F klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir.

Q klavye yavaş yazmak için tasarlandığından bu avantajların hiçbirine sahip değildir. Bu yüzden el, Türkçe karakterlerde hem F klavye hızına yetişemez, hem de herhangi bir ele fazla yüklenme olduğu için çabuk yorulur.

Serçe ve yüzük parmakları elimizin en "afonksiyonel" parmakları olmasına karşın Türkçede en fazla kullanılan harflerden biri olan " a " q klavye´ de sol serce parmağına denk gelir. Yine q klavye için; Türkçe´de en az kullanılan harflerden biri olan " j " elin en aktif parmağı olan sağ işaret parmağına denk gelmektedir.

Bunun gibi bin bir dezavantaj sayılabilir. Türkçede birçok sözcük q klavye için en pasif parmaklara dağılır. Bu yüzden q klavyede 10 parmak Türkçe karakter girmek deveye hendek atlatmaya benzer."

Q klavye ingilizce için de uygun değildir.

Q klavyenin daha iyi alternatifleri olabileceğini düşünenler de olmamış değil. Örneğin Washington State Üniversitesinden Prof. Dr. August Dvorak, 1932 yılında İngilizce'de çok kullanılan harflerin klavyenin en kolay ulaşılabilir yeri olan orta sırasına toplandığı bir klavye dizilimi önerir. Dvorak'ın araştırmalarına göre, sekreterlerin parmakları gündelik yazı işleri sırasında Q alırklavyede 16 mil yol alirken Dvorak klavyesinde sadece 1 mil yol almaktadır. Ancak daktilo ustalarının, Q klavyeye olan mevcut alışkanlıkları, üreticilerin itirazı ve piyasanın Q klavye tarafından çoktan istila edilmiş olması ve 40 milyon daktilonun değiştirilme maliyeti ortaya çıkınca Dvorak'ın klavyesi yayılamaz ve kaybolup gider.

Yazar Emre Aköz şöyle diyor. “-Gençler bana mail atıyor: "16 yaşındayım, 6 yaşından beri Q kullanıyorum, çok da hızlı yazıyorum." Yanlış. Farkında değiller. Kesin veri var elimizde: F klavyeyi 10 parmak yazan bir Türk'le, Q klavyeyi 10 parmak yazan Amerikalılara aynı İngilizce metin veriliyor. Amerikalılar dakikada 32–35 kelime; Türk 72 kelime yazıyor!”


F VE Q KLAVYELERE YÖNELİK ELEŞTİRİLER
— Q Klavye Evrenseldir.
Bu fikire yazar Yurtsan Atakan şu güzel cevabı veriyor:
Hıncal Uluç'un ''Q'' savunusunda kullandığı temel argümanlardan biri de aynı yanılgıya dayanıyor. Dünya ''Q'' klavye kullanıyor, diyor Sevgili Hıncal Uluç, o yüzden yurtdışına gittiğinizde deli danalar gibi ''F'' klavye arayıp bulamayacağınız, hâlbuki eğer ''Q'' klavye kullanıyor olsaydınız sürü sebil klavyeyi emrinize amade bulacağınız için ''F''yi atın, baştan ''Q'' kullanın.
Aynı mantıkla iyisi mi biz Türkçe’yi toptan başımızdan atalım. Öyle değil mi ya, yurtdışına çıktığımızda derdimizi anlatacak Türkçe bilen biri arayıp bulamayacağımıza -eğer İngilizce bilseydik sürü sebil kişiyle İletişim kurabileceğimize- göre Türkçe’yi atalım, resmi dil olarak baştan İngilizce’yi kabul edelim.
Benim bu konuda eklemek istediğim bir husus şudur: F klavye kullananlar genellikle bakmadan yazabilirler. Bu durumda sadece windowsta klavyeyi F yapmak yeterli olur (tdsharun olarak benim yaklaşık 10 yıldır yaptığım gibi)...

—F Klavye Kullanmak Bizi Küresel Dünyadan Uzaklaştırır.
Bu gibi bazı gerekçeler ise çok gülünçtür. Japonlar, Çinliler, Kiril alfabesi kullananlar bugün sırf kendi alfabelerini kullandıkları içi dünyadan kopmakta mıdırlar?

—F Klavye Özgüven, Q Klavye Teslimiyet Sembolüdür.
HP Türkiye Genel Müdürü Şahin Tulga, SAP Teknoloji Günleri 2003'te Amerika'da aldığı eğitim sürecinden bahsederek düşünme eyleminin daima anadilde yapıldığını, bunun yaratıcılık ve özgüveni tetikleyeceğini, Türkçe için özel olarak geliştirilmiş F klavyenin de bu ana çıkış noktası nedeniyle özellikle kullanılması gerektiğini savunmuştur.

—Bilgisayar Kullanımındaki Verimsizliğin En Büyük Etkeni İhsan Yener’e Göre Q Klavye
"Türk dilinin özelliklerine göre on parmakla-bakmadan klavye kullanma yöntemi için çok verimli bir Standart Türk Klavyesi 1955 yılından beri resmen varolduğu halde, İngiliz dili için 130 yıl önce (on parmak yönteminin bilinmediği çağlarda) belirlenen (ve Türkçe'deki binlerce sözcüğün yazılmasına olanak vermeyen) American Standard Code for Information Interchange (ASCII) klavyeyi Dünya standardı zanneden ve buna eklenen, Türkçe'ye has 7 harfin, en kullanışsız yerlere bilinçsizce yerleştirilmesiyle oluşturulmuş klavyeyi de Q Türkçe standardı olarak kabullenen kullanıcıların bu hususta bilinçsiz oluşları, bilgisayar kullanımındaki verimsizliğin en büyük etkeni olmaktadır."



SONUÇ

Bu yazıyı ülkemiz bilgisayar kullanıcılarının zaman ve kaynak israfını önlemek amacıyla hazırladım. Verdiğim linklerde çok daha detaylı bilgiler bulabilirsiniz
Bilimsel araştırmaların sonuçlarından anlaşıldığı gibi Q klavye ingilizce de dâhil hiçbir dil için faydalı değildir. Bir klavyenin işlevselliği kullanıcının dilinde en çok kullanılar harfleri parmakların en rahat ulaşabildikleri yere yerleştirilmiş olmasına bağlıdır. Her dile göre ayrı klavye tasarlanması daha doğaldır. Türkçe için en uygun klavye F (Fe) klavyedir.

Q klavye ile hızlı yazdığını iddia edenler F ile daha hızlı ve daha az yorularak yazacaklardır. Eğer denemek isterlerse 2-3 hafta 10 parmak F klavye programı ile günde 15 dakika çalışsınlar. Aradaki farkı gördüklerinde zaten bizim bir şey söylememize gerek kalmayacak.

Üretici firmalar, talep edildiğinde dil ayrıcalıklarını gözönüne alarak, istenen her türde klavye ile donanım ve yazılımlar üretip satmaktadırlar; yeter ki ithalâtçı, yerli üretici ve kullanıcı, klavye konusunda bilinçli olsun satıcı tarafından dayatılan Q klavye karşı çıksın ve kendi dilinin klavyesini istesin.

F klavye uyduruk Q Türkçe klavyesinden, Dvorak klavyesi de Q klavyeden kat kat hızlı ve zahmetsiz yazmaya uygundurlar. Bırakın Türkçeyi, isterseniz ABDli olun F klavye ile daha hızlı ve kolay ingilizce yazabilirsiniz. Bu durumun bilimsel olarak açıklaması yukarıda anlatılmıştır.

1990 ların ortalarına değin de herkes F klavyeye alışmıştı. Macintoshlar da F klavye ile gelirdi. Ama PC piyasası F klavyenin önemini kavrayamadı. Yüzlerce dolarlık bilgisayarları satanlar F klavyeyinin önemini düşünmediler. Bugün bilgisayar kullanıcılarının büyük çoğunluğu Amerikanın bile bırakmak isteyipte bırakamadığı Q Klavye kullanıcısı. Vakit geç olmadan F klavyenin yaygınlaştırılmasın sağlamalıyız. Zararın neresinden dönülse kârdır. Kaybedilen zaman asla telafi edilemez.

Konuyla İlgili Kaynaklar:

http://www.interstenoturk.com

http://www.turkdilidergisi.com/96/ievren.htm

http://turkoloji.cu.edu.tr/DIL%20SORUNLARI/01.php

http://www.gelisimplatformu.org/uye/uye_...kt_id=1493

http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2001/t...lisim.html

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_e...gori_id=19&soru_id=1304

http://www.medyatava.net/fklavyeyazilar....san+atakan

http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/n...lisim.html

http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/m...lisim.html

http://www.kongar.org/medyanotu/251_F_Kl...tinasi.php


Türk Milli Klavyesi F Klavyenin Babası Saygıdeğer Hocamız İhsan YENER ve F Klavyeye destek veren herkese teşekkür eder, saygılar sunarız.
bu bilgiler için çok teşekkürler kardeşim